KILIÇDAROĞLUI TOPLANTI

 

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, televizyon kanallarının Ankara temsilcileri ile buluştu, sorularını yanıtladı. Kılıçdaroğlu, seçimlere ilişkin, "Erdoğan bundan sonra ne yapar? Ne yaparsa yapsın. Zaten bir kişi koltuğunu korumak için bu tür işleri yapıyorsa artık o koltukta oturma hakkını kaybetmiş demektir. İşin özü budur. Çünkü koltuğun hakkı devleti iyi, demokratik yönetmektir. Ama onlar ‘koltuk gidecek acaba ben demokrasiden vazgeçerek koltuğumu nasıl korurum…’ Olmaz, gidecek, göndereceğiz. Hiç kimsenin en ufak endişesi olmasın. Altı lider, bu beyefendiyi emekli edeceğiz. Kararlıyız" dedi.,

 

 

CHP Lideri Kılıçdaroğlu, CHP Genel Merkezi’nde TV kanallarının Ankara temsilcileri ile görüştü. Toplantıya, CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke, CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, Genel Başkan Başdanışmanı Tuncay Özkan ve Genel Başkan İletişim Koordinatörü Ömer Topsakal da katıldı.

 

Kılıçdaroğlu, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'na verilen 2 yıl 7 ay 15 gün hapis ile siyasi yasak cezasına ilişkin, “YSK’ya da yargıya da güvenmiyoruz. Bize kral değil kural lazım. Yargının sopa gibi kullanıldığı bir dönemde demokrasi olmaz. Yargı aracılığıyla siyaseti dizayn etmeye çalışıyorlar. Bu kabul edilemez” açıklamasını yaptı.

 

Bilim, teknoloji ve endüstri alanında yurtdışında yaptığı son temaslarından olan Almanya programını, Ekrem İmamoğlu’na verilen ceza ve siyasi yasak üzerine iptal eden Kılıçdaroğlu, Almanya ziyareti ile ilgili soru üzerine “2 ay önce planlanmış bir ziyaretti” dedi.

Cumhurbaşkanlığı adaylığı üzerine yöneltilen soruya Kılıçdaroğlu, “Altı lider bir araya gelip bizim adayımız sizsiniz derlerse elbette aday oluruz” dedi.

 

Kılıçdaroğlu'nun sorulara verdiği yanıtlardan öne çıkanlar şöyle: 

 

“YARGININ SOPA OLARAK KULLANILMASINI DEMOKRASİ İLE BAĞDAŞTIRMIYORUZ DİYE KEŞKE BİR AÇIKLAMA YAPSALARDI: (İmamoğlu hakkındaki yargı kararı sonrasında Cumhurbaşkanı, AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin açıklamaları üzerine): Seçimle gelen birisinin haksız bir yargı kararıyla görevden alınmasını veya görevine son verilmesi için yargının sopa olarak kullanılmasını demokrasi ile bağdaştırmıyoruz diye keşke bir açıklama yapsalardı. Bana göre o zaman sayın Bahçeli genel başkan; Erdoğan da Cumhurbaşkanı olarak adaleti, hakkı, hukuku savunan bir pozisyonda kendilerini konumlandırmış olurlardı. Şimdi yargıyı sopa olarak kullananların başka gerekçeler yaratmak için bu tür ifadeleri kullanmalarını doğru bulmuyorum.

 

YURTDIŞINA GİDERKEN ÖNCEDEN BİR HAZIRLIK YAPIYORSUNUZ. ONLARIN UYGUN ZAMANLARINI BULUYORSUNUZ: (İmamoğlu duruşmasının olduğu gün Almanya ziyaretine gitmesine ilişkin yöneltilen soruya) Açıklama yaptım. Televizyonda yaptım üstelik açıklamayı. Olumsuz bir karar çıkacağını asla düşünmüyordum. Çünkü bu konuda yüzlerce içtihat var. İki, bir önceki duruşmada tanıklar dinlenmiş, soruların Soylu bağlamında sorulduğunu ve bunun mahkeme tutanaklarına geçtiğini, bilirkişi raporu olduğunu, bilirkişi raporunda da benzer bir ifadenin yer aldığını… Bütün bunların hepsi var zaten. Yüzlerce içtihat var. Bilirkişi raporu var. Artı hâkimin tutanaklara geçirdiği kendi ifadesi var. Normalde olması gereken beraattir. Bu kadar basit. Yargının sopa olarak kullanıldığı bir düzene demokrasi denmez. Dolasıyla şu anda görünen tablo yargı aracılığıyla siyaseti dizayn etmeye çalışıyorlar. Bu kabul edilemez. Kaldı ki olayı sürekli takip eden birisiyim. Almanya’ya gittim diye bu olayları takip etmiyorum değil. İki, yurtdışına gidiş, ‘beyler ben geliyorum, hepiniz hazır mısınız’ denilecek bir olay değil. Yurtdışına giderken önceden bir hazırlık yapıyorsunuz. Onların uygun zamanlarını buluyorsunuz. Randevular ona göre ayarlanıyor. Bütün bunları göz ardı etmeden olayları sağlıklı analiz etmek gerekiyor. Zaten gittim, saati saatini takip ediyoruz, bu karar çıktığı andan itibaren biz hemen özel uçak kiraladık ve geldik.

 

16 MİLYON İSTANBULLUNUN İRADESİNE KUMPAS KURULMUŞTUR: (Bahçeli, kararı Kılıçdaroğlu’nun adaylığına yönelik bir kumpas olduğuna ilişkin değerlendirmesine yanıt olarak) Hayır. Herkes kendi penceresinden yorumlayabilir. Dolayısıyla sayın Bahçeli’nin öyle bir yorumu var. Ben de okudum o yorumu. Herkes kendi penceresinden yorumluyor. Ama kumpas diye bir şey olursa 16 milyon İstanbullunun iradesine kumpas kurulmuştur. Bu doğrudur.