CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın daha önce karşı çıktığı EYT ile ilgili düzenleme yapılmasını “Erdoğan artık seçimi kaybedeceğini biliyor. O da fark ediyor. Ona çok şey yaptıracağım. Çünkü devletin nasıl yönetileceğini bilmiyor, sorunların ne olduğunu, hangi alanlara müdahale edilmesi gerekir bilmiyor, benden öğreniyor. Daha ona yaptıracağım çok şey var” sözleri ile değerlendirdi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Genel Merkezi’nde CHP muhabirleri ile bir araya geldi.
Kılıçdaroğlu’na CHP Sözcüsü Faik Öztrak, CHP Genel Başkan Yardımcısı Selin Sayek Böke, CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, CHP Genel Başkan Başdanışmanı Tuncay Özkan ve Genel Başkan İletişim Koordinatörü Ömer Topsakal eşlik etti.
Siyasetin bireysel çıkarlar için yapılamayacağını, ülkenin çıkarları için yapılması gerektiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, “Siyaset kurumunun ahlak zemininde hareket ettiği bir ülke olmak durumundayız. Biz millet ittifakı olarak elimizden gelen çabayı göstermeye çalışıyoruz. Elbette tartışılabilir, yeterli çabayı harcadık mı, harcamadık mı şeklinde. Ama gerçekten elimizden gelen çabayı gösteriyoruz. Ülkeye ve tarihe karşı sorumluluğumuz var” diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, kısa değerlendirmesinin ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Kılıçdaroğlu’nun gazetecilerin sorularına verdiği yanıtlar şöyle:
FARKLI DÜŞÜNEBİLİRİZ AMA OTURUYORUZ, UZLAŞIYORUZ: (İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ile görüşmesi ve cumhurbaşkanı adayı) Hiç endişe etmeyin. Altılı masa kararlılıkla yoluna devam edecek. Elbette gündeminde farklı konular var. Ama her bir gündemi toplandığımızda uygar insanlar gibi oturarak, konuşarak, artısını ve eksisini düşünerek bir karar vereceğiz. Karar, altılı masanın kararı olacak. Belki bizim siyasetimizde hiç karşılaşılmayan bir süreci yaşıyoruz. Bir araya gelip konuştuğumuz zaman sürekli ‘Aman masa dağıldı, aman şöyle oldu, aman böyle oldu.’ Bir dönem hatırlarsınız, HDP masanın altında, yok masanın üstünde, yok masanın yanında... Bunların tamamı asparagas haberler. Elbette ki farklı düşünebiliriz ama oturuyoruz, uzlaşıyoruz. Ekiplerimiz şu anda hükümet programı üzerinde çalışıyorlar, altı partinin kadroları çalışıyor. Altı partinin kadroları, üzerinde uzlaşma sağlanamayan bölümleri kırmızı ile yazıyorlar. Altı liderin önüne koyacaklar. Altı lider oturacağız ve uzlaşacağız. Uzlaşma kültürü, demokrasinin olmazsa olmazı uzlaşmadır. Demokrasilerde dayatma olmaz. Uzlaşma olur. Siz, 85 milyon insan var, uzlaşacaksınız ve onları temsil eden siyasetçilerle uzlaşacaksınız. Farklı düşündü diye yok masa bölündü, dağıldı. Yok böyle bir şey. Bunlar dediğim gibi belli bir çevrenin ya da belli bir gücün domine ettiği, toplumu yönlendirmek istediği, kafaları bulandırmak istediği bir süreç. Bunu büyük bir dikkat ile izliyoruz.
(Akşener ile kırgınlık var mı?) Yok efendim. Ne kırgınlık var, ne şu var, ne bu var. Biz daha önce de görüşüyorduk. Ben bir gün önce de Temel Bey’e gittim. Görüşüyoruz arkadaşlar. Görüşmeyi de gayet doğal karşılamamız lazım.
(Ortak aday mı, çoklu aday mı?) Birincisi, biz beraber bir araya geliyoruz. İkili, üçlü görüşmelerimiz olur. Telefonla olur. Önemli olay olduğu zaman liderler birbirlerini telefonla arıyorlar. Düşüncelerimizi aktarırız yani. Bu bir bölüm medyanın yadırgadığı bir tavır oluyor ama demokrasilerde olması gereken tavır budur. Bir olay olduğunda ve siz eğer bir ittifak oluşturmuşsanız, ittifakın bileşenlerinin o olay konusunda ortak bir söylem geliştirmeleri gerekiyor. Biz de buna özen gösteriyoruz. Ortak söylem geliştirmeye çalışıyoruz.
İHANET EDİLEN İSTANBUL’UN SIRTINA SAPLANAN HANÇERİ ÇIKARMAYA ÇALIŞTI EKREM BEY: Ekrem Bey 16 milyon insan tarafından seçildi. İstanbullulara hizmet ediyor. Türkiye’nin iki temel gündemi var. Bir, adalet. Adaletin olmadığını en çok hukukçular söylüyor, ben değil. Türkiye’nin hangi bölgesine, iline, ilçesine gitseniz. Şu soruyu sorun, bu ülkede adalet var mıdır diye. Yüzde 99,9 samimiyse adalet yoktur der. Aslında yüzde 100 de pay da bırakalım. Adaletin olmadığını ben de biliyorum. Sizler de tanığısınız bunun. 16 milyon insan Ekrem Beyi seçti. Gayet güzel. Seçimi iptal ettirdiniz. Bir daha seçim yapıldı. Fark 800 bine çıktı. Şimdi hazmedemiyorlar. Nasıl onu görevden alacağız diye, İstanbul’u talan ettiler. Talan ettikleri İstanbul’a, ‘Biz İstanbul’a ihanet ettik’ diye itiraf ettiler. İhanet edilen İstanbul’un sırtına saplanan hançeri çıkarmaya çalıştı Ekrem Bey. Vay efendim sen nasıl hançeri çıkarırsın. Nasıl 10 metro inşaatını aynı anda başlatırsın, nasıl İstanbullulara hizmet edersin. Biz uzun süredir İstanbullulara hizmet ediyoruz diyorduk ama sen geldin iki, üç yılda bizim 20 yılda yapamadıklarımızı yapmaya başladınız dediler. Tahammül edemiyorlar. Adalet duygusu bir toplumda yok olursa o toplum gelecek açısından büyük endişe içine girer. Bugün geldiğimiz noktalardan birisi budur. Adaletin olmadığı, yargının bir kişinin kontrolünde olduğu bir süreci yaşıyoruz. Kuvvetler ayrılığının olmadığı bir süreci yaşıyoruz.
İRADESİNİ PAZARLAYAN BİR PARLAMENTO OLABİLİR Mİ?: Yargı nasıl ipotek altındaysa TBMM’nin iradesi de ipotek altındadır. TBMM’den hırsızlık, yolsuzluk yapanın soruşturulmamasıyla ilgili kanun çıktı. Akıl alacak iş değil. İradesini böyle pazarlayan bir parlamento olabilir mi? Önüne konulanı okumaktan aciz bir milletvekili kitlesi var orada. AK Parti ve MHP’nin milletvekilleri. Onların tek görevleri var, saraydan gelen talimata uygun olana el kaldırıp ve indirmek. Bu düzeni değiştireceğiz. Adaleti getireceğiz. Kesinlikle adalet gelecek bu ülkeye. Adalete en büyük ihaneti yapanlar da bazı iradesini saraya ipotek etmiş yargı mensuplarıdır. Onların hepsini tek tek biliyoruz. Sürülen hakimlerin ne olduğunu biliyoruz. Seçilmiş hakimlerin ne olduğunu biliyoruz. Seyyar hakimlerin ne olduğunu biliyoruz. Seyyar mahkemelerin de ne olduğunu biliyoruz. Bizim hafızamızda bir yerde duruyor bunlar. Bunlardan adaleti temizleyeceğiz. Ben kimsenin inancına, siyasi görüşüne bakmam. Yargıçsa verdiği kararın, hukukun üstünlüğüne ve vicdani kanaatine göre karar veriyorsa başımın üstüne. Onun dışında yargıç saraydan aldığı talimat ile görev yapıyorsa olmaz.
SAVCININ OLMADIĞI YERDE KARAR NASIL OKUNUYOR?: Ekrem Bey’in kararı. Hakim değiştirildi. İradesini saraya ipotek etmiş olan bir hakim atandı. Savcı duruşma salonunda yokken karar okundu. Bana söyler misiniz savcının olmadığı bir yerde karar nasıl okunuyor? Bunun neresi adalet?
DÜNYANIN EN ADALETSİZ VERGİSİ ENFLASYON: İkinci temel sorunumuz ekonomi. 84 milyon insan, bir avuç haramzadeye çalışıyor. Alt gelir gruplarından üst gelir grubuna insafsız şekilde kaynak transferi yapılıyor. Asgari ücret olarak verdikleri paradan hemen sonra yıldırım hızı ile zamlar geliyor. Dünyanın en adaletsiz vergisi enflasyondur. Çünkü enflasyon üst gelir gruplarına kaynak aktarmayı özendiren bir süreçtir. Alt gelir gruplarını ezen bir süreçtir. Biz bu iki tabloyu değiştireceğiz. Altılı masanın irade koyduğu bu iki temel sorun kesinlikle çözülecek. Yeni bir süreci başlatacağız. Zaten bir arada bulunmamızın temel nedeni de bu. Medya özgürlüğünü de getireceğiz. İradesini saraya ipotek etmiş medya istemiyoruz. Elbette ki medya eleştirel gözle bakmalı. Ama bir tarafa kesintisiz övgü, bir tarafa kesintisiz yergi diye bir şey kesinlikle gazetecilik değildir. Gazetecilik farklı bir şeydir. Sizin klasik anlatımızla köpeğin insanı ısırması haber değil, insanın köpeği ısırması haberdir. Eğer TBMM’den rüşvetçilerin, yolsuzlukların, TMSF için söylüyorum, yöneticileri hakkında soruşturma yapılamaz diye bir kanun çıkıyorsa, bu insanın köpeği ısırmasıdır. Ama garip olan gazetelerde haber bile olmuyor.
ALTILI MASADA CUMHURBAŞKANI ADAYLIĞI KONUŞULMADI: Çoklu aday olur mu? Biz hiç konuşmadık, altılı masada konuşulmadı. Gelirse konuşulur. Şu ana kadar altılı masada cumhurbaşkanlığı adaylığı konusu konuşulmadı, sadece cumhurbaşkanı ile ilgili nitelikleri konuşuldu ve o nitelikle kamuoyu ile paylaşıldı.
(İBB’ye yönelik terör soruşturması, İmamoğlu’nun görevden alınması ihtimali) Ekrem İmamoğlu büyük lokmadır, boğazınıza takılır. Sıradan bir olay değildir. Umarım olayı o kadar kirli boyutlara taşımazlar. Seçimle gelenin seçimle gitmesi lazım. Atanmış yargıçlar aracılığı ile gidecekse onun adı demokrasiye, insan haklarına, özgürlüklere, İstanbullulara, 16 milyon seçmenin iradesine darbedir. Biz bütün darbelere ve darbe hukukuna karşıyız. Ekrem İmamoğlu büyük lokmadır, onların boğazına takılır, bunu bilmelerini isterim.
DİĞER CAMBAZI ALTILI MASA İNDİRECEK: FETÖ’nün yanında duran bir numaralı adam sarayda, cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturuyor. Onun yaptığı övgüler zaten duruyor, herkesin gündeminde duruyor. Olay bir kişinin ötesinde, beğenmediğimiz bir insanı, farklı düşünceye sahip olan insanı suçlamak için FETÖ bir araç olarak kullanılmaktadır. Şu an birisine mi kızıyorsunuz, hemen FETÖ’cü diyorsunuz. Eskiden birisine kızdıkları zaman komünist derlerdi, şimdi gayet basit. Aykırı bir ses mi geldi, siz FETÖ’cüsünüz diye. Daha önce söylemiştim. Bir ipte iki cambaz oynamaz diye. Bir ipte iki cambaz oynuyordu, bir cambaz düştü, ikincisi ipte. Onu da altılı masa indirecek.