CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu; “Zulümleri artacak, baskıları artacak, pek çok kurumu çalışamaz hale getirecekler; ben bunun farkındayım. Ama şunun da farkındayım. Artık sonları geldi. Zulmü artıyor. Çünkü onlar da sonlarının geldiğini biliyorlar” dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu; “Zulümleri artacak, baskıları artacak, pek çok kurumu çalışamaz hale getirecekler; ben bunun farkındayım. Ama şunun da farkındayım. Artık sonları geldi. Zulmü artıyor. Çünkü onlar da sonlarının geldiğini biliyorlar” dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Halk TV’de İsmail Küçükkaya’nın sunduğu “Yeni Bir Sabah” programına konuk oldu. Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
“ZULMÜN ARTSIN’ DERLER: Anadolu’da güzel bir söz vardır. Zalimin erken gitmesi için, ‘Zulmün artsın’ derler. Saray iktidarının da yaptığı açıkça bu. Tek kişilik hükümet… Yasama, yargı kendisine bağlı. Yürütme organının başında. İstediği yere, istediği hâkimi atayabiliyor. İstediği hâkimden istediği kararı çıkartabiliyor. Dolayısıyla, kendisinin önüne çıkacak engellerin; İstanbul’un rantlarını bir şekilde devşirmek istiyor.
MİLLİ İRADEYE DARBEDİR: İstanbul’u kaybetmesi, onun için büyük bir yara oldu. Vay efendim nasıl İstanbul’u kaybederiz? Çünkü, İstanbul’u kaybeden Türkiye’yi kaybeder demiştir. Şimdi Türkiye’yi de kaybediyor. Şunun için bunu ifade ediyorum: Normalde olması gereken yargının bağımsız olmasıdır. Yargı bağımsız olur, açar bakar, hukukun üstünlüğü ve vicdani kanaatine göre karar verir. Ama yargıç, hukukun üstünlüğü ve vicdani kanaatine göre karar vermiyor. Saraydan gelen talimata göre karar veriyor. Bu milli iradeye darbedir. Yani milli iradenin seçtiği bir belediye başkanını bir yargıç; tek başına, aldığı talimatla ona siyasi yasak getirme cüretini gösterebiliyor, baskı kurabiliyor. Dolayısıyla bu tablo, bizim alışkın olmadığımız; demokrasilerde yaşanmaması gereken bir tablo. Ama maalesef bu tablo, Türkiye’de aşama aşama hayata geçiriliyor.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız da benzer bir tabloyla karşılaşmıştı. Ona da 100 küsür yıllık ceza isteniyordu. Bizim İstanbul İl Başkanımız, Sayın Kaftancıoğlu; aynı şekilde siyasi yasak getirildi. Sanıyorlar ki; ‘Biz bu yasakları getirirsek, CHP geri adım atar.’ ‘CHP’nin Lideri geri adım atar.’ Asla ve asla zalimin karşısında bir milim geri adım atmayacağız. Tam tersine, inadına inadına demokrasiyi bütün kurallarıyla bu ülkeye getirmek için mücadele edeceğiz. Bundan herkesin emin olmasını isterim. Kimse karamsarlığa kapılmasın. Bu ülke, sahipsiz değildir. Bu ülkenin halkı demokrasiye aşıktır. Bu ülkenin halkı, demokrasiyi istiyor. Bu ülkenin halkı, yargı bağımsızlığı istiyor.
‘HİZMET ETMEYE DEVAM ET’: Daha önceki duruşmada; yargıç, bunun İçişleri Bakanı’na yönelik bir söylem olduğunu… Zaten bu tutanaklarda var. Yani YSK ile ilgisi yok bunun. Zaten o dönem Fox TV muhabiri var. Ona da soruluyor, o da tanık olarak dinleniliyor. O da ‘evet’ diyor. ‘Ben Süleyman Soylu’yla ilgili bir soru sordum ve bu cevabı aldım.’ Şimdi bunu alıp, götürüp başka bir olayla bağlantı kurdurup ve bir şekliyle bizim İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’nı cezalandırmak istiyorlar. Ama dediğim gibi ben, dün Sayın İmamoğlu’na ‘sakın üzülme’ dedim. ‘Senin sorumluluğun var ve 16 milyon İstanbullu seni dirençli görmek istiyor. İstanbul’a hizmet etmek için harcadığın emeği görmek istiyor.’ Dolayısıyla, ‘gülümseyerek İstanbullulara hizmet etmeye devam et’ dedim. Çünkü, bizim üzülmemiz, onların keyifli olmasına yol açıyor. Oysa biz, üzülmeyeceğiz.
OLAY BİR KİŞİ OLAYI DEĞİL. OLAY, BİR DEMOKRASİ OLAYIYDI: Ben demokrasi adına üzüldüm, ülkem adına üzüldüm. Olay bir kişi olayı değil. Olay, bir demokrasi olayıydı. Olay, bir insan hakları olayıdır. Olay, milli iradeye darbe vurup vurmama olayıdır. Şimdi bunları düşündüğünüz zaman, öteden beri gelen bir süreç var zaten. Bu süreç ne yapmak istiyor? Kendi iktidarını pekiştirmek istiyor. ‘Ben koltukta kalayım, Türkiye yanabilir. Ben koltukta kalayım, çocuklar yatağa aç girebilir.’ Aramızda dağlar kadar fark var.
“HUKUK DIŞI YOLA SAPARAK VE YARGIÇLARIN GÜCÜNÜ ARKALARINA ALARAK BİR ŞEYLER YAPMAYA ÇALIŞIYORLAR: Şimdi siz CHP’nin elini kolunu bağlamak istiyorsunuz. İl Başkanlarından başlıyor. Belediye Başkanlarından başlıyor. Soruşturmalarla başlıyor. CHP’li belediyeler için özel birimlerin oluşturulduğunu biliyorum, özel görevlilerin olduğunu biliyorum. Ben bunu belediye başkanları toplantılarında da söylüyorum zaten. Şimdi bunu aşama aşama hayata geçirmeye çalışıyorlar. Elbette ki… Onlar, hukuk dışı yola saparak ve yargıçların gücünü arkalarına alarak bir şeyler yapmaya çalışıyorlar. Biz de halkın gücünü, halkın iradesini kazanmak istiyoruz. Halkla beraber yürümek istiyoruz. O yüzden dedik ya halkın iradesi değerlidir ve önemlidir.