HDP İstanbul Milletvekili Ali Kenanoğlu, "İmralı Adası Cezaevi, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’na bağlı. Bu Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve yasalarına göre tecrit bir suçtur. Tutsakların hukuki hakları vardır. Aileleri ve avukatları ile görüşme, yakınları ile irtibat kurabilme hakları vardır. Bu hakların hiçbiri kullandırılmıyor. Dolayısıyla burada bir defa hukuki bir suç işleniyor.” dedi.
HDP milletvekilleri Ali Kenanoğlu, Murat Çepni, Murat Sarısaç, Kemal Peköz, Habib Eksik, Abdullah Koç, Şevin Coşkun, Zeynel Özen, Erdal Aydemir ve Mahmut Celadet Gaydalı, "İmralı Adası'na uygulanan tecridin kaldırılması" talebiyle başlatılan Adalet Nöbeti'nin 23'üncüsünü TBMM Basın Kapısı'nda tuttu. "Savaşa ve tecride son", "İmralı'da hukuk uygulansın", "Tecrit insanlık suçudur" yazılı dövizler taşıyan milletvekilleri adına Ali Kenanoğlu açıklama yaptı. Kenanoğlu, şunları söyledi:
“İnsani boyutuyla da tecrit toplum dışı etme anlamını taşıyan ve bu anlamıyla da bir insanlık suçu olarak kabul edilen bir uygulamadır. Yani İmralı Adası’nda bir insanlık suçu da işleniyor bu anlamıyla.
Tecridi biz sadece Kürt halkına yönelik yapılan bir uygulama olarak da görmüyoruz. Bugün Türkiye’de ‘açım, evime ekmek götüremiyorum’ diyen insanların kolaylıkla terörist ilan edildiği bir ortamı yaşıyoruz. Alevi toplumu, bugün haklarıyla ilgili mücadele verdiği zaman hemen bölücü ilan edilebiliyorlar. Toplumda bunların söylenebiliyor olması bir bütün olarak tecrit politikasının getirdiği savaş, çatışma ve anti demokratik uygulamaların sonucudur.
Türkiye, bütün haklarını arayan, hukukunu arayan toplumsal kesimlere ve insanlara yönelik bir baskı, zulüm, zorbalık politikası uygulanıyorsa bunun başladığı yer konuşma siyasetinin, demokrasinin terk edilmesi ve çatışmacı, baskıcı, zorbacı bir siyasetin kabul edilmesi ve uygulamaya konmasıyla ilgilidir.”
Tutsakların hukuki hakları vardır. Aileleri ve avukatları ile görüşme, yakınları ile irtibat kurabilme hakları vardır. Bu hakların hiçbiri kullandırılmıyor. Dolayısıyla burada bir defa hukuki bir suç işleniyor.
Kürt halkının kendi inancını, kültürünü, dilini yaşatmaya çalışması, iradesini beyan etmesi ve biz varız bu topraklarda kadimden beri buradayız, asli unsuruyuz demesinin engellenmesi yatmaktadır bu tecridin altında.”