İSTANBUL ŞEHİR TİYATROLARI’NDAN ÇAĞIMIZA AYNA
Eylem BULDU
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları, yeni sezonda repertuvarının derinliğini bir kez daha ortaya koyuyor. Lucy KIRKWOOD’un kalemi, Ali Gökmen Altuğ’un rejisiyle sahneye taşınan “Gök Kubbe”, tiyatronun yalnızca estetik bir alan değil, vicdan ve toplumsal bilinç mekânı olduğunu gösteriyor. İki perde boyunca izleyiciye yönelen bu eser, yalnızca bir dönem hikâyesi anlatmakla kalmıyor; çağdaş tiyatronun etik ve sanatsal sorumluluğunu da sorgulatıyor.
KADININ ADALETLE SINAVI
KIRKWOOD, adaletin mabedi olarak bilinen mahkeme salonunu sahneye taşıyor ve bu mekânı on üç kadının sesiyle yankılandırıyor. Bir kadının hayatına hükmeden diğer kadınların kararları, yalnızca oyunun dramatik eksenini değil, insanlığın vicdan terazisini de sarsıyor. Oyun, kadının toplumsal sınırları ve eril tahakkümle biçimlenen dünyada kendi sesini bulma mücadelesini büyük bir incelikle sahneliyor.
DAYANIŞMA VE İÇSEL ÇATIŞMA
“Gök Kubbe”, kadını yalnızca mağduriyetin değil; üretimin, toplumsal yeniden kuruluşun ve direncin öznesi olarak konumlandırıyor. Kadınların bazen söz hakkı kazanmak için eril söylemi ödünç almak zorunda kaldıkları anlarda oluşan içsel çatışma, oyunun dramatik çekirdeğini oluşturuyor. Bu çatışma, izleyiciye hem empati hem de sorgulama alanı açıyor.
SAHNELEME VE OYUNCULUK
Ali Gökmen Altuğ’un rejisi, metnin katmanlı yapısını sahne plastiğiyle bütünleştiriyor. Dekor ve ışık tasarımı, mahkeme salonunu fiziksel bir mekândan bilinçsel bir hale dönüştürüyor; kostümler ise dönemselliği günümüzle bağlayacak şekilde yorumlanıyor.
Aslıhan Kandemir, Serap Öztürk, Betül Kızılok Bavli, Canan Kübra Birinci, Fatma İnan, Gözde İpek Köse, Ezgim Kılınç, Eraslan Sağlam,Eylül Soğukçay, Zeliha Güney, Çağlar Polat, Asya Kale, Asa Alize Ertem, Deniz Bozyaka, Ayşem Yağmur ve genç oyuncular, karakterlerini sahnede yeniden inşa ederek beden dili ve sessizlik üzerinden dramatik yoğunluğu güçlendiriyor.
EDEBİ TON VE PROFESYONEL ELEŞTİRİ
Her ne kadar oyunun sahnedeki etkisi güçlü olsa da, “Gök Kubbe”nin esas kudreti KIRKWOOD’un kaleminde yatıyor. Rejinin ve dramaturginin katkısı göz ardı edilemez; sahneleme, karakterin iç dünyasını ve metnin ritmini destekliyor. Yine de eserin dramatik ve edebi dokusu, en çok yazarın ustalıklı kurgusunda kendini hissettiriyor. Bu bakımdan oyun, yazar becerisinin sahnedeki tezahürü olarak okunabilir; yönetmen ve oyunculuklar ise bu güçlü metni sanatçı gözüyle yeniden canlandırıyor.
TİYATRONUN TOPLUMSAL MİSYONU
“Gök Kubbe”, yalnızca bir dönem hikâyesi değil; tiyatronun toplumsal belleği canlı tutma ve vicdanı sorgulatma misyonunu üstlendiğini hatırlatıyor. KIRKWOOD’un eseri, kadının adalet, kimlik ve varoluş mücadelesini anlatırken tiyatronun çağdaş sorumluluğunu da eksiksiz yerine getiriyor.
Belki de “Gök Kubbe” bize en yalın biçimiyle şunu söylüyor:
Kadınların gökyüzüne özgürce bakabildiği bir dünya kurulmadıkça, adalet hep eksik kalacaktır.
Oyunun Kadrosu
Yazan: Lucy KIRKWOOD
Çeviren: Özden GÖKÖZ
Yöneten: Ali Gökmen ALTUĞ
Dramaturg: Sinem ÖZLEK
Müzik: Emrah Can YAYLI
Dekor Tasarımı: Barış DİNÇEL
Kostüm Tasarımı: Gamze KUŞ
Işık Tasarımı: Mustafa TÜRKOĞLU
Efekt Tasarımı: Metin KÜÇÜKYILMAZ
Hareket Düzeni: Senem OLUZ