579917713_25726744490283141_4198994061896632027_n

 

 

Kâğıt üzerinde “topluma hizmet” eden bazı yapılar, pratikte belediye bütçelerinden aktarılan destekleri kendi çevrelerine kanalize ediyor. Adı “yardım” ya da “toplumsal dayanışma” olan birçok etkinlik, aslında kişisel meşruiyet inşasının bir parçası haline gelmiş durumda.

 

Kimi dernek başkanları kamu desteğini kullanarak sahnede “toplum önderi” rolünü pekiştiriyor; kimi ise gelecekteki siyasi pozisyonları için taban oluşturuyor.

 

Bu tablo yalnızca etik bir sorun değil; aynı zamanda kamusal güvenin aşınması anlamına geliyor. Çünkü toplumsal dayanışmanın merkezinde olması gereken şeffaflık, yerini tabelaların ardındaki hesaplara bırakmış durumda.

 

Bugün Ataşehir’deki birçok dernek, sağında ya da solunda bir siyasi partiyle açık veya örtülü biçimde ilişkilendiriliyor. Oysa dernekler, bir partinin basamağı değil; halkın ortak menfaatini temsil eden bağımsız yapılardır.

 

Siyasi beklentilerle kurulan ya da siyaset üzerinden meşruiyet arayan yapılar, dernek olmanın ruhunu zedeliyor. Toplumun güvenini yeniden tesis etmenin yolu, dernekleri siyasetin değil, vicdanın ve şeffaflığın merkezine yerleştirmekten geçiyor.

 

Yakında, Ataşehir’de faaliyet gösteren tüm derneklerin mali ve idari yapıları mercek altına alınacak. Belediyelerden alınan desteklerin hangi amaçla, kimlerin kontrolünde ve nasıl kullanıldığına dair somut veriler kamuoyuyla paylaşılacak.

 

Bu köşede, önümüzdeki günlerde Ataşehir’deki derneklerin faaliyetlerini, mali yapılarını ve kamu kaynaklarıyla ilişkilerini tek tek değerlendireceğiz. Amaç kimseyi hedef göstermek değil; kamusal şeffaflığın, gerçek gönüllülüğün ve toplumsal güvenin yeniden inşasına katkı sunmak.

Gerçek gönüllülük, siyasetin gölgesinde yeşermez.

 

Ataşehir’in geleceği, tabelalarla değil; hesap verebilir, samimi yapılarla şekillenmeli.

— Devam edecek: “Ataşehir’de Dernek Gerçeği”

Saygılarımla…