dss

Bu ülkede gerçek gazetecilik yapmanın bedeli, her gün gözaltılarla, baskınlarla, dijital linçlerle ödeniyor! Murat Ağırel ve Timur Soykan, çetelerin, yolsuzlukların, hayali ihracatların, kamu kaynaklarını talan edenlerin peşine düşen iki isim. Kitaplarıyla, yazılarıyla, belgeleriyle bu kirli düzeni ifşa ediyorlar. Peki karşılığında ne buluyorlar? Gözaltılar, ev baskınları, delil uydurma operasyonları!

 

Bugün "tehdit ve şantaj" iddiasıyla gözaltına alındılar. Peki kim şikayetçi? Yasadışı bahis operasyonuyla tutuklanan, kara para aklama davalarıyla anılan Flash TV’nin eski sahibi Erkan Kork! Yani, suç örgütleriyle mücadele eden gazetecileri, bu örgütlerin şikayetiyle içeri alıyorlar!

 

Daha dün savcılığa ifade vereceklerini bildirmişlerdi. Ama "hukuk" dedikleri şey, onları sabahın köründe evlerinde baskınla gözaltına aldı! Bilgisayarlarına el konuldu, "delil üretme" tiyatrosu başladı!

 

Bu bir gazetecilik operasyonu değil, bir İNTİKAM OPERASYONUDUR!

 

* Çetelerin deşifre edilmesinden rahatsız olanlar, gazetecilere "suç" biçiyor.

* Yolsuzluk belgelerini ortaya çıkaranlar, "şantajcı" diye yaftalanıyor.

* Halkın haber alma hakkını savunanlar, "terörist" muamelesi görüyor.

 

Timur Soykan gözaltına alınırken haykırdı: " Çeteler kaybedecek, halk kazanacak! Bunların hepsi bitecek. " 

Murat Ağırel defalarca " Yazmaya devam edeceğiz! " dedi.

 

Peki biz susacak mıyız?

HAYIR!

 

Çünkü biliyoruz ki bugün gazetecilere, aydınlara, hakikat savunucularına kalkan bu adaletsiz sistem, yarın sıra size geldiğinde çaresiz kalacaksınız. Bugün "sopa" diye kullandığınız hukuk, yarın sizi korumayacak. Ama şunu unutmayın:

 

Tam da o gün, "İmdat!" diye haykırdığınızda,

Şimdi susturmaya çalıştığınız bu gazeteciler,

Yine gerçeğin ve adaletin peşinde koşacak.

 

Saygılarımla.