ADD ÖDÜL 2022

 

ADD’nin düzenlediği Prof. Dr. Muammer Aksoy’u Anma ve 2022 Yılı “Yılın Atatürkçüsü” ödül töreni, Çankaya Belediyesi Doğan Taşdelen Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde yapıldı. Ödül takdiminden önce ödül sahiplerinin kısa yaşam öyküleri gösterildi.10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ve İnönü Vakfı Başkanı Özden Toker, ödülleri sahiplerine verdi. Sezer, Coşkun ve Ayhan’a; Toker ise Öymen ve Meydan’a ödüllerini takdim etti. Ahmet Necdet Sezer, “Yüce Atatürk’ün gösterdiği bilim ve akıl yolunda yürümeye, Anayasamızda belirtilen cumhuriyetimizin, demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olarak yaşamaya devam edeceğini söyleyerek değerli konuklara ödüllerini hepimiz adına takdim ediyorum” dedi.

 

30’uncu Adalet ve Demokrasi Haftası kapsamında düzenlenen törende 33 yıl önce katledilen ADD kurucularından Prof. Dr. Muammer Aksoy anıldı. Ödüller sahiplerine verilmeden önce yapılan gösterimde Aksoy’un yaşam öyküsü anlatıldı.

 

Ödüller dört ayrı alanda verildi. “Basın” dalında Cumhuriyet Vakfı Başkanı Alev Coşkun, “kültür-sanat” dalında sanatçı Pınar Ayhan, “uluslararası ilişkiler” dalında diplomat ve siyasetçi Onur Öymen, “eğitim ve bilim” dalında ise tarihçi ve yazar Sinan Meydan ödüle değer görüldü.

 

Törende konuşan Özden Toker, “ Atatürk sevgisi ve cumhuriyet, laiklik heyecanı içinde olduğunuzu görmekten, sizlerle beraber olmaktan çok onur duydum” ifadelerini kullandı. Toker’in ardından konuşan Alev Coşkun ise, “Bu ödülü Cumhuriyet Gazetesi için alıyorum. Atatürk devrimlerine karşı atak yaptı her gün onu tırmalıyor. Uğur Mumcu ne diyordu? Tarikat, Ticaret, Siyaset… Sanki bugünleri anlatıyor. Umutsuz olamayız ADD, Atatürk’ü daha iyi anlamış bir genç kuşak var. Devrimler bir kere çıktı mı onu geriye döndüremezsiniz. Atatürk devrimleri yaşayacaktır, karşı devrimler başaramayacaktır. Kuvayı Milliyeciler ölmez, Atatürkçüler tükenmez” dedi. Törenin önemini ifade ettiği konuşmasında “Ömrüm boyunca imza olacak bir akşam” açıklamasını yapan  Pınar Ayhan ise şunları söyledi:

 

“Ömrüm boyunca imza olacak bir akşam. Eğer aydınlanma düşmanları olmasaydı hiçbirimiz daldığımız rehavet uykusundan uyanmayacaktık. Devrim karşıtları özgür yaşama hakkımız olan cumhuriyetimizin temel taşlarını sarsmaya yeltenmesiydi eğer bugün hala Mustafa Kemal Atatürk’ü 1881’de Selanik’te doğurup, onu kalplerimize gömerek sadece milli günlerde anmaktan öteye gidemeyecektik. Bir kadın olarak 2000 yılında İsveç’in Stockholm kentinde Eurovision şarkı yarışmasında ülkesini özgürce, gururla temsil eden bir şarkıcı olmanın bedelinin adıma 10 yıl önce ödendiğini, nice özgürlük savaşçısının yolumdaki yobazlık, cahillik ve sefillik taşlarını bir bir temizlediğini bilmeyecektim. Bugün artık hiçbir kuvvet çağdaşlığı, medeniyeti, ilericiliği, sanatı, sevgiyi damarlarımızdaki asil kanımıza zerk eden Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün yolundan bir adım geriye çeviremez.”