Eğitim Sen Genel Başkanı Nejla Kurul, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in “Gerekirse kız okulları da açabilmeliyiz” açıklamasına ilişkin "Kız çocuklarının eğitime erişimini sağlamak üzere yeni, güçlü, iyi, eşitlikçi, özgürlükçü politikalar uygulaması gereken Milli Eğitim Bakanı 'Veliler çocuklarını karma olduğu için okula göndermek istemiyor' nedenine sarılarak karma eğitim ilkesini ihlal edecek bir açıklamanın altına imza atmıştır. Sokaklarda karmadır hayat. Kamu kurumlarında, birlikteliklerde, evliliklerde karmadır. Okullarda kız ve erkek çocuklarını ayrıştırmanın gelecekte kız çocuklarına yönelik baskının, saldırıların dozunun daha da artmasına yol açacaktır. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'i önümüzdeki hafta ziyaret edeceğiz ve kendisine bu konuları açık ve net bir şekilde anlatmayı planlıyoruz" dedi.
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, önceki gün katıldığı bir TV yayınında, kız çocuklarını okula göndermeyen ailelerin, "Ben çocuğumu erkeklerle aynı okula göndermek istemiyorum" dediğini öne süre sürerek, "Şimdi benim Milli Eğitim olarak birincil hedefim ne? Kız çocuklarının okullaşmasını sağlamaktır. O zaman veliyi ikna etmek için biz, gerekirse kız okulları da açabilmeliyiz, veli isterse çocuğunu kız okullarına gönderebilmeli, isterse erkeklerin gittiği okullara gönderebilmeli" açıklamasını yaptı.
Eğitim Sen Genel Başkanı Nejla Kurul, şöyle konuştu:
"Zaten bir süredir karma eğitimin tehdit altında olduğu süreçte Milli Eğitim Bakanı’nın toplumsal cinsiyet eşitsizliklerini derinleştirme tehlikesi taşıyan bu konuda ciddi bir çalışma içerisinde olacağını gösteriyor. Hali hazırdaki kamusal, bilimsel, laik, karma eğitim ilkesini koruması gereken bir Milli Eğitim Bakanının bunun yerine aksine bir çalışma başlatacağının işaretleri demek. Yusuf Tekin yıllardır bu konuda özellikle toplumsal cinsiyet kalıplarını yeniden üreterek kız çocuklarını kamusal alandan uzaklaştırmaya çalışan aynı zamanda özel alana kapatmaya çalışan sağ otoriter popülist iktidarların politikalarını devam ettireceğini burada açık ve net bir şekilde görüyoruz. Zaten çok uzun bir zamandır kız çocuklarının okula erişiminde ciddi sorunları var. Biliyorsunuz pandemi süreci yaşandı, arkasından deprem söz konusu oldu. Her süreçte tüm çocuklar olumsuz etkilendiği gibi kız çocukları bundan daha da çok etkilendiler. Kız çocukları artık açık liselere daha çok devam ederek toplumsal cinsiyet kalıplarının içine doğru çekilmeye çalışıyorlar. Dolayısıyla kız çocuklarının eğitime erişimini sağlamak üzere yeni, güçlü, iyi, eşitlikçi, özgürlükçü politikalar uygulaması gereken Milli Eğitim Bakanı tersine 'Veliler çocuklarını karma olduğu için okula göndermek istemiyor' nedenine sarılarak karma eğitim ilkesini ihlal edecek bir açıklamanın altına imza atmıştır. Bunu gerçekten bilimsel eğitim açısından, eğitim bilimleri açısından çok ciddi bir sorun olduğunu ifade etmemiz lazım.
"OKULLARIMIZDA KIZ ÇOCUKLARIMIZI GÜÇLENDİRDİĞİMİZDE ONLARIN GELECEKTEKİ HAYATLARININ DAHA SAĞLIKLI OLABİLMESİNİN OLANAKLARINI HAZIRLAYABİLECEKTİK. BUGÜN BUNUN TAM TERSİ BİR POLİTİKA VAR"
Uzun zamandır Milli Eğitim Bakanlığı'nda toplumsal cinsiyet eşitliği konusundaki çalışmalar askıya alındı. Bu şu anlama geliyordu; özellikle kadınlar cinayetlere kurban ediliyorlar, erkekler tarafından öldürülüyorlar, yaşamları adeta ataerkil bir düzen tarafından çok sınırlı ve azaltılmış bir hayata mahkum ediliyorlar. Bunu okullarda düzeltelim. Çünkü bu kadınlar bir dönem eğitim kurumunda öğretmenlerimizin öğrencileriydi. Okullarımızda kız çocuklarımızı güçlendirdiğimizde onların gelecekteki hayatlarının çok daha sağlıklı, onurlu olabilmesinin olanaklarını hazırlayabilecektik. Ama bugün bunun tersi bir politika var.
"OKULLARDA KIZ VE ERKEK ÇOCOUKLARINI AYRIŞTIRMANIN GELECEKTE KIZ ÇOCUKLARINA YÖNELİK BASKININ, SALDIRILARIN DOZUNUN DAHA DA ARTMASINA YOL AÇACAKTIR"
Sokaklarda karmadır hayat. Kamu kurumlarında, birlikteliklerde, evliliklerde karmadır. Okullarda kız ve erkek çocuklarını ayrıştırmanın gelecekte kız çocuklarına yönelik baskının, saldırıların dozunun daha da artmasına yol açacaktır. O yüzden burada yaklaşımımızın hem velilere dönük bir yaklaşımımız söz konusu aynı zamanda da eğitim emekçilerine. Milli Eğitim Bakanlığı’na doğrudan bu konuda seslenmek istiyorum; karma eğitim 100 yıllık bir süreç içerisinde kız çocuklarının güçlendirilmesi, gelişmesi, kamusal hayata dahiliyetinin sağlanması konusunda son derece önemli bir gelişmedir. Bu gelişmeyi sekteye uğratacak bir konuşmadır Milli Eğitim Bakanı'nın yaptığı konuşma.
"SINAV ODAKLI SİSTEM NEDENİYLE KIZ VEYA ERKEK ÇOCUKLARININ OKULLARDAN AYRILDIĞINI GÖZLEMLEYEBİLİYORUZ"
Bir kere 1 milyon 700 bine yakın öğrenci açık liselerde, açık ortaokullarda olduğunu görüyoruz. Normal olarak okullara gelip yüz yüze eğitimin bir parçası olması gereken bu çocuklar için açık liseyi bir yol olarak göstermek zaten şu anda söylediklerinin de gerisinde olmak demektir. Bu ülkede yoksulluk ciddi bir sorun. Anne ve baba çalışacaksa bir yerde 'kız çocuğu evde dursun kardeşlerine baksın, evin işini yapsın, uzaktan da okursun açık liseye gidersin' diye bir anlayış var. Sınav odaklı sistem nedeniyle kız veya erkek çocuklarının okullardan ayrıldığını gözlemleyebiliyoruz. Okul içerisinde toplumsal cinsiyet dersleri vb. olmadığı için erkek çocuklarının saldırıları karşısında kız çocukları güç anlar yaşayabiliyor. Bunu okul içi politikalarla ataerkil düzeni bir miktar geriletmek ve eşitlikçi bir cinsiyet rejiminin olanaklarını okulda, il ilçe milli eğitim örgütlerinde hayata geçirmek gerekiyor. Dolayısıyla kız çocuklarının İstanbul Sözleşmesi'ni okuyarak, anlayarak yetişmeleri son derece önemliydi.
"YUSUF TEKİN'İ ÖNÜMÜZDEKİ HAFTA ZİYARET EDECEĞİZ. BU KONULARI AÇIK VE NET BİR ŞEKİLDE ANLATACAĞIZ"
Kız çocukları toplumsal, kamusal hayatın içerisine girebildiklerinde üç kadından birisi sadece istihdam sürecinin içerisinde. Oysa okullaşma çoğaldığında, arttırıldığında kamusal, iş hayata katılımı daha da artacaktır. Bu yüzden Türkiye'de ataerkil kurumsallaşma nedeniyle kız çocuklarının, kadınların haklarında çok ciddi gerilemelerle karşı karşıyayız. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'i önümüzdeki hafta ziyaret edeceğiz ve kendisine bu konuları da açık ve net bir şekilde anlatmayı planlıyoruz."